“İmkanlarımızın farkında tehditlerin bilincinde olmalıyız”


Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Türkiye olarak iletişim alanındaki küresel adaletsizlikle mücadele etmek için elimizden gelen eksiksiz gayreti ortaya koyuyoruz. Cumhurbaşkanı’mızın küresel adaletsizlikle mücadele vizyonu bizim dahi iletişim alanındaki mücadelemizin temel kalkış noktasıdır. Nitekim son 20 yılda özellikle Türkiye’nin etkin olduğu eksiksiz uluslararası platformları, yerde alandaki adaletsizliği gidermek için kullanmaya yoğun gayret sarf ediyoruz.” dedi.


Altun, Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurtları Tematik Kış Kampları kapsamında Kocaeli’dahi plânlı Dijital İletişim Kış Kampı etkinliğinde gençlerle tek araya geldi.


İletişim kültürünün tarihsel sürecine ve iletişimin toplumların tarihine yaptığı etkiye değinen Altun, zaman herkesin sayısal iletişim kültürünün parçası ve tüketicisi olduğunu söyledi.


Altun, bazen görüşlere göre yerde kültürün üreticisinin insanlar olduğunu aktararak, iletişim alanında yaşanan gelişmelerle ilgili fikirlerini paylaştı.


Modern milliyetçiliklerin nedeniyle ulus devletlerin yükselişinde iletişim teknolojilerinin ve dönüşümlerinin önemli rolü bulunduğuna dikkati cazip Altun, “Kitle iletişimi, yerde anlamda sosyopolitik ve uluslararası gelişmelere etki etmiştir. Oldukça kritik unsur olarak modern tarihte yerini almıştır. Yani yerde yönüyle iletişim tarihi, esas itibarıyla siyaset tarihinin parçasıdır, toplumların tarihinin parçasıdır, toplumlararası etkileşimin parçasıdır. O yüzden modern dönemde kitle iletişimi ve süreçleri iktidar mücadelelerinin merkezinde yer almıştır.” niteleyerek konuştu.


Altun, endüstri devrimiyle yaşanan dönüşümle kitleleri tüketim süreçlerine karışma etmenin esaslı unsur haline geldiğine işaret ederek, şunları kaydetti:


“Kitle iletişim araçları, kitleleri tüketim süreçlerine katmak için temel fonksiyon üstlenir. Burada siyasal ve tüketim davranışlarına etki etmek, yön vermek için kitle iletişim araçları kurumsallaşır, modernliğin, modern dönemin temel kurumlarından aylık dönüşür. Bu noktada her şeyden önce haber medya kadastro, endüstrisinin en önemli araçlarından akraba olur. Ve ikincisi dahi reklam. Bu süreçte yine iletişim ve medya alanında, yine kurumsallaşan ikincisi önemli saha olarak karşımıza menfaat. Süreçte bu eklenen üçüncü saha sefahat, yine kitle iletişim araçlarının önemli alanı olarak öne menfaat. Bütün bunlar esas itibarıyla kitlelere etki etmek, onlara yön vermek, manipüle etmek için ortaya kaynak unsurlardır.”


Altun, hakikatte yaşananların tarihsel tecrübelerden yola çıkılarak anlaşılıp tahlil edilebileceği değerlendirmesinde bulunarak, “Hakikatte kitle iletişim araçları, endüstrisi ve medya, gerçeğin aynası olmak yerine ideolojik, siyasi, ekonomik çıkarlar uğruna onu eğip büken, istediğini gösteren istemediğini göstermeyen mekanizma olarak işlemiştir. Yine haberi, enformasyonu, reklam satış ve pazarlama için vasıta olarak tabiri caizse yem olarak kullanmıştır ve sonucunda hala etkilerini insanlık olarak yaşadığımız iki temel kriz ortaya çıkmıştır; demokrasi ve hakikat krizi. Bunlar birbirini besleyen, büyüten krizlerdir.” şeklinde konuştu.


Bölgesel ve küresel krizlerin özellikle Kovid-19 salgınıyla toplumları nasıl olumsuz etkilediğinin görüldüğünden bahseden Altun, içildikten krizlerin, kurumsallaşma süreçlerinin sayı önüne geçtiği ve vaatlerini yerine getirme konusunda modernliğin kurumlarını zora soktuğu yorumunu yaptı.


“Hakikat kriziyle karşı karşıyayız”


Altun, zaman finans, ham madde, sağlık krizlerinin içildikten sadece Batı dışı ülkeler için olumsuzlama Batılı ülkeler için dahi konuşulduğunun altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:


“Fakat bunların yanında üzerinde durmamız gereken iki temel kriz henüz vardır. İfade ettiğim gibi demokrasi krizi ve hakikat krizi. Demokrasi krizinin merkezinde, bilgilendirildiği söylenen fert vardı. Modern kitle iletişim araçları kendi faaliyetlerini meşrulaştırırken, bireyleri, kitleleri gerçek bilgilerle donattığını ifade etmekte ve gerçek bilgilendirmenin dahi onların siyasal karar alıntı süreçlerine etki edeceğini var saymaktadır. Eğer yerde gerçek bilgilendirme süreci değilse, buradaki çarpıtılmış iletişimse, zaman yaşadığımız gibi aslında gerçek bilgilendirilmeyen, manipüle edilen bireylerin varlığından bahsedebiliriz.


Ve elit grubun yönettiği bilgilendirme süreçlerinin etkisindeki bireylerin, yine demokrasi süreçlerindeki varlığı demokrasi krizini yanında getirmektedir. Bu sayısal iletişim döneminde henüz bile derinleşir. Diğeri bu tâbi olarak karşımıza kaynak hakikat krizidir. Manipüle edilmiş bireylerin ve kamuoyunun varlığından bahsediyoruz. Dijital iletişim döneminde hakikatin giderek önemsizleştiği, yalanın sıradanlaştığı evrede aslında hakikat kriziyle karşılaşıyoruz.”


Birçok yorumcunun söylediği gibi sayısal medyanın, geleneksel medyadan tam anlamıyla kopuşu ifade etmediğini tersine aralarında sayı ciddi sürekliliğin durduğu tamlayan Altun, yerde devamlılığı anlamanın, sayısal medya kültürü içerisinde özgür bireyler olarak var olabilme açısından sayı yetişkin tek hayati unsur olduğunu vurguladı.


Altun, yerde nedenle sayısal iletişim kültürü ve endüstrisini, geleneksel medya kültür ve endüstrisinden kalın çizgilerle ayırmaya dönmüş sayı ciddi gayretlerin varlığına işaret ederek, bunu sorunlu bulduğunu ve herkesin farkındalık içinde olması gerektiğini dile getirdi.


Birçok toplumsal olgu ve gelişmenin kendisinin dahi sıklıkla başvurduğu mahiyet ve muhteva, öz ve içerik ayrımı perspektifinden ele alınabileceğini müfit Altun, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Birbirinden başka olduğunu söylediğimiz bazen süreç ya bile olaylar aslında sadece içerik yönünden başka olabilir. Oysa öz, mahiyet fazlalık birbiriyle pek sayı ortak noktalarının bulunduğunu, hatta tıpkısı toplumsal ve tarihsel hat üzerinde yürüdüğünü görebiliriz. O yüzden iki tarihsel olayı karşılaştırırken, analoji yaparken mutlak suretle birbirlerinden mahiyet olarak mı, muhteva olarak mı, öz olarak mı, içerik olarak mı ayrıştığına bakmalısınız. Çünkü birçok kez önümüze konan fotoğraf, içerik olarak birbirinden başka olan gerçekliklerin öz olarak bile birbirinden başka olduğunu iddia fiyat. Oysa burada mahiyet olarak devamlılığı saptayabilmek, arkadaki iktidar ilişkilerini çözümleyebilmek sayı hayati unsurdur. O nedenle şunu açık ve net şekilde ifade edebiliriz; modernliğin esasen itibaren kitle iletişim süreçleri, teknolojileri ve endüstrilerinde yaşanan gelişmeler, adı ister nitelik olsun ister sayısal olsun, muhteva, içerik olarak farklılaşsa bile mahiyet, öz olarak aynıdır, süreklilik içerirler.”


Altun, modernliğin esasen itibaren iletişim alanında Batı merkezli hegemonya ve kurumsallaşmadan bahsedilebileceğini ve yerde yetişkin medya şirketlerinin bunun kanıtı olduğuna dikkati çekerek, 19. yüzyılın sonundan itibaren kurumsallaşan ve 20. yüzyılda etkilerini zait şirketlerin birçoğunun zaman dahi hayatiyetini sürdürdüğüne ve tahakkümlerinin sürme ettiğine değindi.


Dijital medyadakilerin dahi yine orada kurumsallaşmış, Batı kapitalizminin taşıyıcıları yetişkin şirketler olduğunu söyleyen Altun, “Diğer taraftan iletişim teknolojileri yine Batı’bile kurumsallaşmış, önce hepsi askeri teknolojiler olarak ortaya çıkma, yerde alandaki kullanımları tek noktaya geldikten sonra ticarileşmiş teknolojilerdir. İnternet bunun en son örneğidir. Yine Batı’nın üretici, Batı dışı toplumların tüketici olduğu süreç vardır karşımızda. Dün dahi böyleydi zaman dahi. Dolayısıyla yetişkin şirketler, iletişim teknolojileri ve Batı’nın üretici, Batı dışı toplumların tüketici olarak yer aldığı hiyerarşik mekanizmanın varlığı, esas itibarıyla devamlılığa işaret fiyat.” değerlendirmesinde bulundu.


“Küresel adaletsizliğin temelinde Batılı sömürge düzeni var”


Altun, başka taraftan hem geleneksel medya hem dahi sayısal medya döneminde toplumlar arası ilişkilere bakıldığında ciddi adaletsizlik gördüklerine değinerek, “Bugün küresel alana baktığımızda yerde adaletsizliği görüyoruz. Cumhurbaşkanı’mız yerde adaletsizliğe uyanıklık benzemek üzere nitekim ‘Dünya 5’ten büyüktür.’, ‘Daha adaletten tek çevre mümkündür.’ söylemleriyle ön plana çıkmıştır. Burada Cumhurbaşkanı’mızın temel kaygısı, küresel adaletsizliğe uyanıklık benzemek ve yerde sorunun çözümüne katkıda bulunmaktır.” görüşünü dile getirdi.


Siyasal, ekonomik ve kültürel alanlardaki adaletsizliğin arkasında bile Batılı sömürge düzeninin bulunduğunu dile getiren Altun, şöyle sürme etti:


“Küresel adaletsizliğin temelindeki temel dinamiktir. Ve yerde süreci tamamlayan, olmazsa olmazı başka unsursa Batıcı tâbiiyet sistemidir. Batılı sömürge sistemi, Batılı tâbiiyet sistemi olmadan varlık gösteremezdi, gösteremez. Yani tığ Batılı sömürge sistemini kuran aktörler, bunu sürme ettiren aktörler, tek dahi Batı dışı materyalizm, Batıcılığı temel siyasal motivasyonu olarak gören ve yerde eksende hareket fail, nedeniyle bile mutlak suretle Batı ekseninde gidilmesini tavsiye fail elitlerin varlığının olduğu tek sistem, Batıcı tâbiiyet sistemi. Bu noktada Türkiye’nin son devre hikayesi, Batılı sömürge düzenine karşı ayrılmak, Batılı sömürge düzeninin dışına ayrılmak, Batı dışı toplumları yerde anlamda tek farkındalığa çağrı etmek ve başka taraftan bile Türkiye’yi yerde içeride Batıcı tâbiiyet sisteminden özgürleştirme gayreti vardır.”


İnternetin yaygın olarak kullanılmasının akabinde yaşanan gelişmelere değinen Altun, yerde dönemde iletişim alanında yetişkin çevrilme yaşandığı hissiyatının göz gösterdiğini anlattı.


İnsanların, sayı hızlı tek şekilde iyimser tek noktadan, yavaş yavaş henüz eleştirel tek noktaya evrilmeye başladığına işaret fail Altun, şunları aktardı:


“Neden? Çünkü hızlı tek şekilde gördük ki; yerde enformasyon enflasyonu tıpkısı zamanda tek başka sorunu yanında getirdi. Bilginin kaynağı, bilginin güvenirliği sorunu. Bu sorunu nasıl çözeceğiz? Her yerde malûmat var, her yerde enformasyon var. Peki hangi malûmat güvenilir, hangi malûmat gerçek? Bir kriter yoksunluğu karşımıza artık. Dahası yine süreç içerisinde gördük ki; yerde enformasyon enflasyonu tıpkısı zamanda dezenformasyon ihtimallerini dahi zait, dezenformasyona henüz fazla zemin hazırlayan tek sıra gelişmeyi dahi yanında getirdi.”


“Hakikatin kazandığı tek iletişim nizamının küresel ortamda tesis edilmesi gerekir”


Yeni iletişim teknolojilerinin zaman hakikat krizinin varlığına neden olduğunu söyleyen Altun, şöyle konuştu:


“Biraz önce 2 kavram kullandım. Hakikatin önemini yitirmesi ve yalanın sıradanlaşması. Bugün önümüzdeki en yetişkin tehlike budur. Çok açık ve net tek şekilde ifade ediyorum. Bu yaşadığımız küresel salgın gibi yetişkin tek tehdittir. Dünyanın karşı karşıya kaldığı gıda krizi gibi sayı yetişkin tek tehdittir. Dünyanın yine önümüzdeki dönemde etkilerini sayı henüz fazla göreceği gibi, enerji krizi gibi sayı yetişkin tek kriz ve tehdittir. Bunu sizler, iletişim fakültelerinde okuyan, siz kıymetli arkadaşlarım mutlak suretle bilmeli ve yerde farkındalıkla hareket etmelisiniz. Zira, yalanın sıradanlaştığı, hakikatin önemini yitirdiği tek yerde ne ilim ne siyaset ne ticaret yapılabilir. Mutlak suretle hakikatin kazandığı tek iletişim nizamının küresel ortamda tesis edilmesi gerekir. Bunun için entelektüel alandan, siyasal alana kadar sayı geniş tek spektrumda mutlak suretle el birliğiyle mücadele etmek zorundayız.


Biz Türkiye olarak yerde noktada iletişim alanında küresel adaletsizlikle mücadele etmek için elimizden gelen eksiksiz gayreti ortaya koyuyoruz. Cumhurbaşkanı’mızın yerde noktada küresel adaletsizlikle mücadele vizyonu bizim dahi iletişim alanındaki mücadelemizin temel kalkış noktasıdır. Nitekim son 20 yılda özellikle Türkiye’nin etkin olduğu eksiksiz uluslararası platformları yerde alandaki adaletsizliği gidermek için kullanmaya yoğun gayret sarf ediyoruz. Gerek Batılı örgütler, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi örgütler gerekse İslam İşbirliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı gibi uluslararası platformlarda yerde küresel adaletsizliğin giderilmesi için iletişim alanındaki, medya alanındaki küresel adaletsizliğin giderilmesi için gayret sarf ediyoruz. Batı dışı toplumların henüz fazla temsil edilmesi için gayret sarf ediyoruz, onların sesinin henüz fazla duyurulması için gayret sarf ediyoruz. Bu noktada hem özel sektörde hem kamuda sayı kıymetli kurumlarımız faaliyet gösteriyor. Özellikle kamuda TRT’nin ve Anadolu Ajansının son dönemdeki atakları, tam bile Türkiye’nin Batı dışı atlas sesi olarak yerde küresel adaletsizliğe, iletişim alanındaki adaletsizliğe uyanıklık benzemek ve yine farklı sesleri küreselleştirmek gibi tek gayretle ortaya çıkıyor.”


Altun, nitelik medyanın varlığının hayatiyetini sürdürdüğü dönemde bahsedilen makineleşme tehdidinin zaman derinleşerek varlığını ve hayatiyetini sürdürdüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:


“Makineleşme tehdidine karşı bekinmek, sayısal iletişim kültürünün yine Batı’daki aktörlerin hegemonyasına karşı bekinmek yine yerde sürecin farkında olmak, olmazsa olmaz unsurdur. Burada bizim ne olursa olsun, Batılı sömürge düzenine karşı müteyakkız olmamız, içinde bulunduğumuz coğrafyanın kıymetini bilmemiz sayı ama sayı önemlidir. Bu noktada güçlü kamu otoritesinin, güçlü tek bütçe varlığı bile sayı ciddi tek imkandır.”


“Bugün 20 yıl öncesinden sayı henüz güçlü tek Türkiye var”


Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, öğrencilere şöyle seslendi:


“Türkiye’dahi ne yazık ki Batılı merkezlerden etkilenen pek sayı aktörün zayıf mevki konseptiyle Türkiye’yi zayıflatmaya çalıştığını görüyoruz. Buna asla prim vermeyin. Bugünün küresel kaos çağında güçlü sömürgecilik olan toplumlar kazanacak. Güçlü sömürgecilik olan milletler geleceği şekillendirecek. O nedenle güçlü mevki konsepti bizim için son basamak önemlidir. Elbette yerde devlette yerde sayısal iletişim kadastro regülasyonu ve kendi iletişim araçlarının inşası sayı önemli unsurdur. Bugün 20 yıl öncesinden sayı henüz güçlü tek Türkiye var ve önümüzde dahi yerde noktada tek Türkiye yüzyılı var. Bu Türkiye yüzyılında bizler gerçekten imkanlarımızın farkında, karşı karşıya kaldığımız tehditlerin bilincinde bireyler olarak ne olursa olsun etkin, umutlu ve iddialı tek şekilde yol almalıyız. Ben inanıyorum ki sizler çalışmalarınızı yerde şuur ile sürdüreceksiniz.”


Konuşmasının akabinde öğrencilere katılım belgelerini veren Altun, hatıra fotoğrafı çektirdi. Daha sonra programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği video mesajı izlendi.


Gazeteci Ersin Çelik dahi zaman gerçekleştirilen etkinlikte öğrencilere iletişim alanında yaşanan gelişmeleri anlattı.


Kampın kapanışına Altun, Vali Vekili Ali Ada, Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileriyle öğrenciler katıldı. 

Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir