Her iki cinsel işlev bozukluğunun tedavisinde yüzde 90-95 oranlarına kadar pozitif sonuçlar alınabildiğini belirten uzmanlar, birkaç değişik cinsel mesele olması durumunda bile üstesinden gelinebildiğini ifade ediyor. Uzmanlar, kesinlikle muayehanede yada hastanede uygulanması ihtiyaç duyulan terapilere partnerlerin birlikte katılmasını tavsiye ediyor.
4 Eylül, Dünya Cinsel Sağlık Birliği (WAS) tarafınca cinsel esenlik mevzusunda toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla 2010 senesinde Dünya Cinsel Sağlık Günü olarak duyuru edildi.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Dilek Sarıkaya, 4 Eylül Dünya Cinsel Sağlık Günü dolayısıyla yapmış olduğu açıklamada cinsel sağlığın önemine işaret ederek cinsel terapi hakkında değerlendirmelerde bulunmuş oldu.
İlaç tedavisi ya da tıbbi tedaviler uygulanabiliyor
Cinsel terapilerin cinsel problemler mevzusunda eğitim almış psikiyatristler ve klinik psikologlar tarafınca uygulanabilecek, cinsel sorunları olan bireylere yönelik kognitif davranış tedavileri olarak tanımlandığını ifade eden Dr. Dilek Sarıkaya, “Eğer bir cinsel mesele, tıbbi ya da biyolojik nedene bağlıysa ilaç tedavisi ya da öteki tıbbi tedaviler yapılabiliyor. Genellikle bu kişileri ürologların ya da jinekologların, kimi zaman de psikiyatristlerin tedavi etmesi uygun olabilir. Eğer bir cinsel mesele, ruhsal bir nedene bağlıysa ya da tıbbi nedenle ortaya çıkan bir cinsel mesele, psikiyatrik/ruhsal sebeplerle daha da ağırlaşıyorsa bu şekilde bir durumda cinsel terapinin de tedavi sürecine eklenmesi uygun olacaktır.” dedi.
Terapiler yüzde 90-95 oranında pozitif netice veriyor
Dr. Dilek Sarıkaya, cinsel terapinin tedavi etmiş olduğu cinsel işlev bozukluklarına şu şekilde değindi:
“Bu alanda, kim bilir ilk akla gelecek olan cinsel işlev bozuklukları ‘vajinismus’ ve ‘erken boşalma’dır. Her iki cinsel işlev bozukluğu da cinsel terapilerden %90-95 oranlarına kadar pozitif sonuçlar veriyor ve bu problemler düzelebiliyor. Buna ek olarak erkekte sertleşme bozuklukları, hanımda uyarılma bozuklukları, hem hanımda hem de erkekte cinsel istekle ilgili problemler benzer halde bazı cinsel problemler da cinsel terapiden yarar gören cinsel işlev bozukluklarıdır. Ancak bununla birlikte devletimizde cinselliğe dair bazı informasyon ve tecrübe eksikliği ya da cinselliğe dair bazı doğru malum fakat gerçekte yanlış olan inançlar sebebiyle de kişi ya da çift, bir cinsel terapiste cinsel danışmanlık almak amacıyla başvurabilir. Birkaç sorunda dahi cinsel sorunlarının üstesinden gelinebilir.”
Terapi süreci klinik tabloya ve kişiye bağlı
Cinsel terapilerin averaj olarak 2-4 ay civarında sürdüğünü vurgulayan Dr. Dilek Sarıkaya, “Bu da averaj olarak 6-12 seansı bulabiliyor. Burada bir hastalık yoktur, hasta vardır. Bu yüzden de kişiye, duruma ve klinik tabloya bağlı olarak tedaviler 1-2 seansta da düzelebilirken, kimi zaman de 1 yıla kadar sürebiliyor.” ifadelerini kullandı.
Terapilere eşli katılım öneriliyor
Genellikle cinsel terapiye başvuran kişilere, eğer var ise cinsel eşleriyle birlikte başvurmalarının önerildiğini belirten Dr. Dilek Sarıkaya, “Çünkü aslına bakarsak bu cinsel terapinin başarı oranını da artırıyor. Öncelikle her iki partnerle ayrı ayrı, bireysel olarak cinsel öykü görüşmesi yapılıyor ve peşinden da cinsel soruna yönelik detaylı bir tekrardan cinsel eğitim süreci başlatılıyor. Bu alanda cinsel anatomiden, cinsel fizyolojiden, kimi zaman cinselliğe dair doğru malum fakat aslına bakarsak yanlış olan bazı inanışlar üstünden de bilgilendirme yapılması amaçlanıyor. Ardından, soruna yönelik bazı ev egzersizleri, davranışçı ödevler ile cinsel probleminin üstesinden gelinmesi hedefleniyor.” diye konuştu.
Cinsel terapiler muayehanede yada hastanede uygulanmalı
Cinselliğe dair bazı sorunların suistimale de açık alanlar olduğuna dikkat çeken Dr. Dilek Sarıkaya, bu yüzden de bir oldukça uygun olmayan ya da kişinin/çiftin suistimaline sebep olacak ‘uygunsuz tedavi’ şekillerinden bahsedildiğini kaydetti.
Özellikle cinsel terapilerin kesinlikle bir muayehanede yada bir hastanede uygulanması icap ettiğini ifade eden Dr. Dilek Sarıkaya, “Tedaviler bilhassa bu alanda eğitim almış kişiler tarafınca kesinlikle tıbbi etik kurallar içinde uygulanmalı ve bilimsel kanıtlara dayalı yöntemlerle yapılmalıdır. Hiçbir şekilde bir psikiyatri uzmanı ya da psikolog, cinsel sorunla başvuran kişilere uygulayıcının yanında cinsel birleşme ya da cinsel aktiviteye girmeleri yönünde bir talepte bulunamaz. Bu kesinlikle etik dışıdır. Bununla birlikte bir psikiyatri uzmanı bedensel bir muayene yapmaz. Hem psikiyatristin hem de klinik psikoloğun işi; kişilerin duyguları, davranışları ve yaşadıkları soruna dair cinsellik özelinde informasyon edinmekle birlikte sorunları çözmeye yönelik önerilerde bulunmaktır.” diye konuştu.
İşte yanlış tedavi örnekleri…
Dr. Dilek Sarıkaya, cinsel işlev bozukluklarında en sık rastlanılan yanlış tedavilerden vajinismus özelinde birkaç örneğe de değinerek sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Kadınlara alkol alarak cinsel ilişkiyi denemeleri, vajinal bölgeye bazı ağrı kesiciler, anestezik maddeler kullanılarak birleşme denemesinde bulunmaları, anestezi altında cinsel birleşmede bulunmaları, ‘himen’ dediğimiz halk içinde geçen adıyla kızlık zarının operasyonu ve bundan sonrasında da birleşme denemesinde bulunmaları benzer halde bazı tedavi şekillerinin vajinismus tedavisinde yeri yoktur.
Vajinismus için tek ve en etkili yöntem cinsel terapidir
Vajinismusun tek ve en etkili yöntemi, bu mevzu hakkında eğitim almış bir psikiyatri uzmanı ya da klinik psikolog tarafınca uygulanacak ‘Cinsel Terapi’ uygulamasıdır. ‘Erken Boşalma’ probleminde de boşaltmayı geciktirici bazı jeller, spreyler önerilmektedir fakat bunlar da aslına bakarsak cinsel hazzın yitirilmesine, cinsel uyumun bozulmasına yol açarken aslına bakarsak etkili bir tedavi yöntemi olmuyor.”