Pandemi sürecinin hem yetişkinler hem de çocuklar için başlı başına bir uyum süreci olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu durum bilhassa ebeveynlerde ‘pandemi döneminde okula süregelen evlatların okula uyum sürecinin iyi mi daha rahat atlatabileceği ve neler yapılabileceği’ sorularını akıllara getirmektedir.
“Çocukların okula uyum süreci zor olacak”
Okula süregelen derhal derhal her çocuğun bir uyum sürecinden geçmiş olduğu söylenebilir. Bu durum bir de pandemi süreciyle eşleştiği zaman evlatların okula uyum sürecini zorlaştırabilmektedir. Bu uyum sürecine bağlı olarak da çocuklarda bazı ruhsal emareler görülebilir. Bu süreçte ebeveynler çocuğun okula uyum sürecine destek olmalıdırlar. Ancak yalnız ebeveynlerin okula başlamaya yedi gün kala gösterdikleri tutumlarının yanı sıra pandemi sürecinde çocuğun iyi mi bir ebeveyn tutumuna maruz kalmış olduğu da, okula uyum sürecini iyi mi atlatacağı mevzusunda belirleyici bir rol oynamaktadır.
Ebeveynlere Notlar:
Çocuklarınızı virüsün bulaşmasından koruduğunuz kadar ‘kaygı, kaygı’ benzer halde negatif duygularınızın bulaşmasından da koruyor musunuz?
-Ebeveyn duyguları çocuğa direkt bulaşır. Dolayısı ile pandemide esenlik, sağlıklı olma, virüsü kapmamaya yönelik yoğun kaygı ve kaygı benzer halde negatif duygular yaşayan ebeveynler, ‘sokağa çıkarmama, evladı yalnızlaştırma, hastalık ve hastalanmaya karşı aşırı duyarlılık’ benzer halde aşırı koruyucu tutumlar göstererek çocuklarını korumaya çalışırken aslına bakarsak uzun solukta evlatların psikososyal gelişiminde yol açabilecek negatif neticelerini gözden kaçırabilmektedirler. Dolayısıyla aşırı korucuyu, bağımlı ve duyarlı ortamda büyüyen evlatların okula başladıklarında yabancı bir çevrede asla tanımadıkları insanlarla günlerini geçirmeleri, çocuklarda huzurluk oluşturarak okula uyum sürecinde güçlük yaşamalarına ve hatta okul fobisinin oluşmasına niçin olabilmektedir.
-Ebeveynlerin pandemi ve uyulması ihtiyaç duyulan kurallar hakkında ilkin kendileri doğru informasyon edinmeleri gerekir. Ayrıca maske kullanımı, toplumsal mesafe ve hijyen mevzusunda evladı uygulamalı olarak bilgilendirmeleri ve örnek olmaları oldukça önemlidir.
-Belirsizlik çocukta kaygıya niçin olur. Çocuğunuza okula kaçta gideceği, okulda neler yapıldığı, orada yiyecek yiyecekleri saatlerin olduğu, bazen oyunlar oynayacakları ve ders çalışacakları benzer halde mevzularda kendisini okulda nelerin beklediğine dair öncesinden mütevazı anlaşılır bir üslupla bilgilendirin.
-Çocuğunuz okula başlamadan ilkin kendisine okulu gezdirin. Öğretmenleriyle tanıştırın, tuvalet, kantin benzer halde okuldaki bölümlerin nerelerde bulunduğunu çocuğunuza gösterin. Bu tutum soyut düşüncesi yetişkinler kadar gelişmemiş olan evladı, okulun iyi mi bir şey olduğu ve kendisini nelerin beklediğini somutlaştırarak rahatlatacak ve güvende hissettirecektir.
-Okula süregelen çocuğun kaygı ve korku benzer halde hissettiği duygu mesajları ebeveynler tarafınca doğru okunmadığında çocukta baş ağrısı, karın ağrısı ve mide bulantısı benzer halde psikosomatik emarelere yol açabilmektedir. Dolayısıyla çocuğunuzun ne hissettiğini ve neye gereksinim duyduğunu anlayıp yanıt vermek çocuğun iyi olma hali için oldukça mühim bir rol oynamaktadır.
-Özellikle ebeveynler bu süreçte çocuğun duygu ifadesini teşvik etmelidir. Bunu oyun, fotoğraf ya da kitap kanalıyla yapabilirler. Bu süreçte ebeveynin kendi okula başlama sürecindeki duygularını çocuğuyla paylaşması, çocuğun zihninde güç sembolü olan anne ve babanın bile benzer duyguları yaşayabildiğini duyması evladı rahatlatarak güvende hissettirebilir.
-Çocukla kurulan iletişimde ve duygu paylaşımlarında ebeveynler pozitif ya da negatif abartılı anlatımlardan kaçınmalıdırlar. Örneğin; ebeveynin ‘okulda her şey oldukça güzel olacak oldukça eğleneceksin, tamamımız seni oldukça sevecek’ benzer halde abartılı pozitif anlatımları çocuğun gerçekte yaşadığıyla eşleşmeyebilir ve ebeveyne karşı duyulan güven duygusunu sarsabilir. Ya da ‘maskeni sakın çıkarma yoksa hasta olursun tamamımız hasta oluruz sonrasında tek başına kalırsın ‘ benzer halde anlatımlar çocukta mevcud kaygının daha oldukça artmasına niçin olabilir.
-Özellikle pandemi sürecinde bir yakınının yitirilmesine maruz kalmış çocuklar okul sürecinde yoğun ayrılık anksiyetesi yaşayabilirler. Dolayısıyla okul çıkışı onu tam zamanında alacağınızı, kendisini nerede bekleyeceğinizi, nereden servise bineceğini ve hatta eve gittiğinde onu evde kimin karşılayacağına dair bilgiler evladı rahatlatarak ve güvende hissettirerek kaygıyla daha rahat baş etmesine destek olacaktır.
-Vedalaşmayı ajitasyon oluşturacak hale getirmeyin ve kısa tutun. Çocuk kaygılandığında ya da negatif bir duygu yaşadığında ebeveyni gözlemler eğer aynı duygu ebeveynde de eşlik ediyorsa kendi korkularının yerinde bulunduğunu zihninde doğrulayacaktır. Bu durum çocukta okula uyumu güçleştirebilir.
-Özellikle online sisteme alışmış olan çocuğunuzun yiyecek, uyku, oyun saatlerinin yeni düzene nazaran tekrardan düzenlenmesi oldukça önemlidir.
-Okula gitme çocuğun sorumluluğudur. Dolayısıyla bu algınının çocukta oluşması için ebeveynler çocuğun okula uyum sürecinde ‘okula gidersen dondurma alacağım.’ benzer halde söylemlerden uzak durarak, ödül ceza sistemini kullanmaktan kaçınmalıdırlar. Aksi taktirde çocuk okula gitmeyi ya da gitmemeyi ebeveyne ödül ya da ceza olarak kullanabilir.
-Son olarak, okula başlama bedensel, zihinsel, duygusal ve toplumsal açıdan bir hazır oluşu gerektirmektedir. Bu hazır olmuşluk her çocuk için farklılık izah edebilir. Örneğin bazı çocuklar 5 yaşlarında okul olgunluğuna sahipken bu olgunluğa 7 yaşlarında ulaşabilen küçüklere da rastlanabilir. Okula olgunluğuna ulaşmamış çocuklar okula başladıklarında uyum sorunları yaşayabilmektedirler. Dolayısıyla okula başlamadan ilkin alanında uzman bir psikolog tarafınca çocuğun psikososyal gelişiminin değerlendirilmesi ve ebeveynle birlikte ortaklık içeresinde emek vererek becerilerinin geliştirilmesi oldukça önemlidir. Okula başladıktan sonrasında da benzer şekilde çocuğun biyo-psiko-toplumsal gelişimi ebeveynler ve öğretmenler tarafınca gözlenmeli herhangi bir gelişimsel bozukluk emareleri görülüyorsa çocuk ve ergen alanında çalışan uzman bir psikologdan destek alınması çocuk ruh sağlığı açısından oldukça önemlidir.