Parkinson hastalarında beyin pili tedavisi hastanın yaşamını değiştirebilir


Parkinson hastalığının kökeninin tam olarak bilinmediğini belirten Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Eyüp Baykara, “Parkinson, beynin substantia nigra olarak adlandırılan bir bölgesinde dopamin üreten nöronların kaybından oluşur ve motor kontrolde işlev bozukluğuna niçin olur. Yüz ifadelerinin kaybolması benzer halde semptomları vardır” diye konuştu.

Parkinson semptomlarını hafifletmek için ilk olarak ilaç tedavisinin uygulandığını ifade eden Baykara, “İlaçların dozları hastanın ilaca verdiği yanıta nazaran ayarlanır. Bununla birlikte, hastalık ilerledikçe beyin ilaca değişik tepkiler vermeye adım atar ve ilaç dozu artar. Hastalar, hastalığını ilerleyen safhalarında ilaç kullanmalarına karşın motor semptomlarında mühim dalgalanmalar fark etmeye başlarlar.

İlaçların uzun soluklu kullanımı yan etkilere yol açabilir. Hastalar tipik Parkinson titremelerinden başka istemsiz, denetim edilemeyen hareketler yaşatan, Parkinson tedavisinde temel ilaç grubu olan levodopa içeren ilaçların niçin olduğu, diskinezi isminde olan bir yan etki yaşayabilirler. Beyin pili tedavisi parkinson hastalığının emarelerini azaltmanın yanı sıra, ilaç dozlarını da oldukça azaltacağı için diskineziyi de denetim altına almamıza olanak tanır” açıklamasında bulunmuş oldu.

Op. Dr. Eyüp Baykara, “Yıllardır beyin pili ameliyatı icra eden bir ekip olarak cerrahiden ilkin, hastaların beyin pili ameliyatı için uygun adaylar olduğundan güvenilir olmak için kapsamlı bir değerlendirme ve kontrol yapıyoruz. Ameliyatın hedeflerinin ne işe yaradığını anlamakla başlıyoruz. Neyin gerçekçi olup neyin başarılamayacağına, ameliyattan beklentimizin ne olduğuna dair hastalarımızı bilgilendiriyoruz.

Tüm bu değerlendirme ve testlerden sonrasında ameliyattan beklenen faydayı, hastanın beklentileri ve spesifik hasta açısından ameliyatın riskleriyle kıyaslayıp hastamızın beyin pili ameliyatı için uygun olup olmadığına karar veriyoruz. Beyin pili ameliyatı için uygun adayların ilaçla geçmeyecek dalgalanmalar yaşamaları yada ameliyatı gerektirecek kadar mühim semptomlara haiz olmaları gerekiyor. Ayrıca uygun hastaların beyin pili ameliyatı olmalarına engel mühim bir psikiyatrik rahatsızlığı da bulunmamalıdır. Diğer taraftan atipik Parkinson benzer halde Parkinson hastalığına benzeyen fakat levodopaya yanıt vermeyen bazı hareket bozuklukları beyin pili ile tedavi edilemez” ifadelerini kullandı.

“Ameliyat günü hastanın başının etrafına bir çerçeve yerleştirilir ve bilgisayarlı tomografi taraması yapılır” diyen Op. Dr. Eyüp Baykara şu bilgileri verdi:  

“Tomografi ve MRI taramaları daha sonrasında beyin pili elektrotlarının beyne yerleştirileceği bölgenin üç boyutlu koordinatlarını belirlemek için birleştirilir. Hasta lokal anestezi altındayken kafatasında küçük bir delik açılarak elektrotlar öncesinden belirlenen alanlara derinlemesine iletilir. Ardından nörofizyolojik sinyaller dinlenerek elektrotların doğru bölgede olduğundan güvenilir olunur. Bu işlem belirlenen noktanın doğru olduğundan güvenilir olmak için ikincil bir doğrulamadır. Hasta bu aşamada bilinçlidir. Cerrah elektrotların yarar sağladığından güvenilir olmak için geçici olarak elektrotları etken hale getirir. Sıklıkla hastaların semptomlarının gözlerinin önünde, anında düzeldiği görülür.”

El titremesinin ansızın yok bulunduğunu söyleyen Baykara, “Beyin pili ameliyatında beynin her iki tarafına da elektrotlar yerleştirilir. Operasyon hastaya bağlı olarak aynı anda yada önceki operasyondan bir süre sonrasında yapılabilir. Her iki elektrot da yerleştirildikten sonrasında elektrotları besleyecek pil genel anestezi altında göğüs altına doldurularak uçları deri altından elektrotlara bağlanır.

Bir süre sonrasında pil etken hale getirilerek ayarı yapılır. Hastanın en iyi yarar görebileceği şekilde pil ve ilaç dozu ayarlamaları yapılır. Pilin kalibrasyonu yazılım tabanlıdır ve uzaktan kumanda ile yapılır. Cihaz uzaktan açıp kapatılabilir ve programlanabilir. Beyin pili ameliyatı ile hastalarda hem Parkinson semptomlarında hem de ilaçlarının dozları azalacağı için ilaçtan meydana gelen semptomlarda mühim seviyede azalma görülür. Hastaların büyük kısmı günlük hayatlarında gözle görülür bir iyileşme yaşarlar” dedi.

Beyin pili tedavisinin köklü bir tedavi bulunduğunu hatırlatan Baykara, “Bu tedavinin 1980’li yıllarda ilk uygulamaları yapılmıştır. 2000 yılından sonrasında dünyada yaygınlık kazanmış, meydana getirilen araştırmalarla tesiri kanıtlanmış bir tedavidir. Tüm dünyada uygulanmaktadır. Köklü bir prosedür olsa da ameliyatı icra eden ekibin uzmanlığı oldukça önemlidir. Programlama, mesele yok etme ve hasta seçimi mevzusunda hekimin tecrübesi oldukça önemlidir. Beyin pili ameliyatlarını, beyin pili tedavisi ile hususi olarak ilgilenen bir ekip olarak senelerdir başarı ile uygulamaktayız” diye konuştu.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir