Sevgi
New member
IŞİD'i Hangi Ülke Kurdu?
IŞİD, yani Irak Şam İslam Devleti, son yıllarda dünya gündemini en çok meşgul eden terörist örgütlerden biri olmuştur. Peki, IŞİD'i hangi ülke kurdu? IŞİD'in kökenleri, yalnızca bir ülkenin sorumluluğunda olmayan, karmaşık bir yapıdadır. IŞİD'in ortaya çıkışı, çeşitli bölgesel faktörlerin, mezhebi gerilimlerin, siyasi boşlukların ve dış müdahalelerin bir sonucu olarak şekillenmiştir. Bu yazıda, IŞİD'in kurulum sürecini, bu örgütün ortaya çıkışına etki eden ana faktörleri ve soruya verilebilecek olası yanıtları ele alacağız.
IŞİD'in Kökenleri ve Kuruluş Süreci
IŞİD'in doğrudan kurucusu olarak bir ülke göstermek, yanıltıcı olabilir. Ancak, IŞİD'in temelleri, büyük ölçüde 2003 yılında Irak'ta meydana gelen işgalle atılmıştır. Irak'ın o dönemdeki lideri Saddam Hüseyin'in devrilmesi, ülkenin siyasi yapısının çökmesine yol açmış ve bunun sonucunda Irak’ta büyük bir kaos ortamı doğmuştur. Bu kaos, özellikle Sünni Müslümanların maruz kaldığı dışlanma ve marginalleşme, radikal örgütlerin güç kazanmasına olanak tanımıştır.
2003 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’a müdahalesi, Irak’ın sosyal yapısındaki dengesizlikleri derinleştirmiş ve bölgede çeşitli terör örgütlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu dönemde El Kaide, Irak’taki savaşın ortasında önemli bir güç kazanmıştı. El Kaide’nin Irak’taki kolu, 2006 yılında "Irak İslam Devleti" adıyla bağımsız bir yapıya dönüşmüş ve bu yapı, 2013 yılında IŞİD olarak yeniden şekillenmiştir.
IŞİD’i Hangi Ülke Destekledi?
IŞİD’in doğrudan kurucusu tek bir ülke olarak belirlenemez. Ancak, IŞİD'in büyümesi ve genişlemesi, bir dizi bölgesel aktörün dolaylı ve bazen doğrudan destekleriyle mümkün olmuştur. Özellikle bazı bölgesel güçlerin IŞİD’e sağladığı siyasi, askeri ve finansal destekler bu örgütün hızla büyümesinde önemli rol oynamıştır.
Suudi Arabistan gibi Körfez ülkelerinin, başlangıçta IŞİD gibi örgütleri dolaylı yoldan desteklediği iddiaları zaman zaman gündeme gelmiştir. Bu ülkelerin, özellikle Sünni radikalizmin yayılmasını teşvik ettikleri düşünülmektedir. Bununla birlikte, Suudi Arabistan ve diğer bazı Körfez ülkeleri, zaman içinde IŞİD'e karşı mücadeleye başlamış ve örgütle açık bir ilişkiyi reddetmişlerdir.
Bir diğer önemli aktör ise Türkiye'dir. Türkiye, Suriye'deki iç savaşın başlangıcından itibaren, bölgedeki güç dengelerini değiştirmeye çalışan bir politika izlemiştir. IŞİD’in Suriye'nin kuzeyine kadar ilerlemesi, Türk sınırının yakınlığında gerçekleşmiş ve bu durum, Türkiye’nin eleştirilerine yol açmıştır. Türkiye, başlangıçta, Suriye'deki rejim değişikliğine yönelik stratejik hedefleri doğrultusunda, bölgedeki çeşitli gruplara dolaylı destek vermiştir. Ancak, IŞİD’in şiddetli faaliyetleri, Türkiye'yi de doğrudan tehdit etmeye başladığında, ülke bu örgütle ciddi bir mücadeleye girişmiştir.
IŞİD’in Yükselişi ve Suriye’deki Rolü
Suriye’deki iç savaş, IŞİD’in büyümesinde önemli bir dönemeçtir. 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşı, bölgedeki birçok terörist ve militan grubun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu savaş, Suriye Devleti’nin zayıflamasına yol açarken, IŞİD, fırsatı değerlendirmiş ve hızla Suriye’nin doğu bölgelerinde hakimiyet kurmuştur.
IŞİD, Suriye’nin özellikle Rakka ve El Bab gibi şehirlerinde egemenlik kurarak kendi "halifeliğini" ilan etmiştir. IŞİD'in Suriye’deki başarısı, aynı zamanda Irak’ın kuzeyine geçiş yapmasına ve geniş bir bölgeyi ele geçirmesine olanak sağlamıştır. Bu süreçte, özellikle ABD ve koalisyon güçlerinin Suriye’ye ve Irak’a yönelik hava saldırılarıyla IŞİD’in yayılma alanı daraltılmıştır.
Suriye’deki çatışmaların iç yüzü, sadece yerel aktörlerle sınırlı kalmamış, aynı zamanda uluslararası güçlerin müdahalesiyle daha karmaşık hale gelmiştir. IŞİD, bu süreçte, hem Batılı hem de bölgesel aktörler tarafından terörist bir tehdit olarak kabul edilmiş ve büyük bir askeri mücadeleye sahne olmuştur.
IŞİD’in Finansal Kaynakları ve Silah Temini
IŞİD'in gücünü artıran bir diğer önemli faktör, finansal kaynaklarını nasıl sağladığı ve silah teminidir. IŞİD, ele geçirdiği bölgelerdeki petrol tesislerinden, yerel zenginliklerden ve halktan elde ettiği vergilerle büyük miktarda gelir elde etmiştir. Ayrıca, örgüt, çoğu zaman yasa dışı silah ticareti ve kaçakçılıkla finansal kaynaklarını güçlendirmiştir.
Bunun yanı sıra, IŞİD, sınır ötesi silah kaçakçılığı ve dışarıdan sağlanan lojistik destekle askeri gücünü artırmıştır. Örgüt, özellikle Suriye ve Irak’taki savaşçıları için önemli bir eğitim ve teçhizat merkezi haline gelmiştir.
IŞİD’in Yıkıcı Etkileri ve Sonraki Süreç
IŞİD, sadece askeri anlamda değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve dini alanlarda da büyük bir yıkıma yol açmıştır. IŞİD, kontrol altına aldığı bölgelerde şeriat yasalarını sert bir şekilde uygulamış, infazlar ve insan hakları ihlalleriyle dünya çapında korku salmıştır. Ayrıca, IŞİD'in uyguladığı ideolojik baskılar, yerel halkı etkileyerek büyük bir göç dalgasına sebep olmuştur.
IŞİD’in yaptığı zulümler, sadece Orta Doğu’yu değil, dünya genelinde terörizmle mücadele stratejilerini de etkilemiştir. IŞİD'in son yıllarda zayıflaması, ancak bu örgütün ideolojik etkilerinin devam etmesi, dünya genelinde terörizmle mücadelede yeni zorlukları beraberinde getirmiştir.
Sonuç
Sonuç olarak, IŞİD’i hangi ülkenin kurduğunu sorusu, bir tek yanıtla açıklanabilir bir durum değildir. IŞİD, bölgedeki siyasi ve mezhebi gerilimlerin, dış müdahalelerin ve yerel çelişkilerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu örgütün gelişiminde Irak’taki siyasi çöküş, Suriye’deki iç savaş, küresel terörizmle mücadele ve bölgesel güçlerin politikaları büyük rol oynamıştır. IŞİD'in gelişimine destek veren ya da dolaylı yoldan etki eden pek çok ülke olsa da, IŞİD'i tek bir ülke kurmamıştır. Bu örgüt, bölgesel ve uluslararası dinamiklerin bir ürünüdür.
IŞİD, yani Irak Şam İslam Devleti, son yıllarda dünya gündemini en çok meşgul eden terörist örgütlerden biri olmuştur. Peki, IŞİD'i hangi ülke kurdu? IŞİD'in kökenleri, yalnızca bir ülkenin sorumluluğunda olmayan, karmaşık bir yapıdadır. IŞİD'in ortaya çıkışı, çeşitli bölgesel faktörlerin, mezhebi gerilimlerin, siyasi boşlukların ve dış müdahalelerin bir sonucu olarak şekillenmiştir. Bu yazıda, IŞİD'in kurulum sürecini, bu örgütün ortaya çıkışına etki eden ana faktörleri ve soruya verilebilecek olası yanıtları ele alacağız.
IŞİD'in Kökenleri ve Kuruluş Süreci
IŞİD'in doğrudan kurucusu olarak bir ülke göstermek, yanıltıcı olabilir. Ancak, IŞİD'in temelleri, büyük ölçüde 2003 yılında Irak'ta meydana gelen işgalle atılmıştır. Irak'ın o dönemdeki lideri Saddam Hüseyin'in devrilmesi, ülkenin siyasi yapısının çökmesine yol açmış ve bunun sonucunda Irak’ta büyük bir kaos ortamı doğmuştur. Bu kaos, özellikle Sünni Müslümanların maruz kaldığı dışlanma ve marginalleşme, radikal örgütlerin güç kazanmasına olanak tanımıştır.
2003 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’a müdahalesi, Irak’ın sosyal yapısındaki dengesizlikleri derinleştirmiş ve bölgede çeşitli terör örgütlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu dönemde El Kaide, Irak’taki savaşın ortasında önemli bir güç kazanmıştı. El Kaide’nin Irak’taki kolu, 2006 yılında "Irak İslam Devleti" adıyla bağımsız bir yapıya dönüşmüş ve bu yapı, 2013 yılında IŞİD olarak yeniden şekillenmiştir.
IŞİD’i Hangi Ülke Destekledi?
IŞİD’in doğrudan kurucusu tek bir ülke olarak belirlenemez. Ancak, IŞİD'in büyümesi ve genişlemesi, bir dizi bölgesel aktörün dolaylı ve bazen doğrudan destekleriyle mümkün olmuştur. Özellikle bazı bölgesel güçlerin IŞİD’e sağladığı siyasi, askeri ve finansal destekler bu örgütün hızla büyümesinde önemli rol oynamıştır.
Suudi Arabistan gibi Körfez ülkelerinin, başlangıçta IŞİD gibi örgütleri dolaylı yoldan desteklediği iddiaları zaman zaman gündeme gelmiştir. Bu ülkelerin, özellikle Sünni radikalizmin yayılmasını teşvik ettikleri düşünülmektedir. Bununla birlikte, Suudi Arabistan ve diğer bazı Körfez ülkeleri, zaman içinde IŞİD'e karşı mücadeleye başlamış ve örgütle açık bir ilişkiyi reddetmişlerdir.
Bir diğer önemli aktör ise Türkiye'dir. Türkiye, Suriye'deki iç savaşın başlangıcından itibaren, bölgedeki güç dengelerini değiştirmeye çalışan bir politika izlemiştir. IŞİD’in Suriye'nin kuzeyine kadar ilerlemesi, Türk sınırının yakınlığında gerçekleşmiş ve bu durum, Türkiye’nin eleştirilerine yol açmıştır. Türkiye, başlangıçta, Suriye'deki rejim değişikliğine yönelik stratejik hedefleri doğrultusunda, bölgedeki çeşitli gruplara dolaylı destek vermiştir. Ancak, IŞİD’in şiddetli faaliyetleri, Türkiye'yi de doğrudan tehdit etmeye başladığında, ülke bu örgütle ciddi bir mücadeleye girişmiştir.
IŞİD’in Yükselişi ve Suriye’deki Rolü
Suriye’deki iç savaş, IŞİD’in büyümesinde önemli bir dönemeçtir. 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşı, bölgedeki birçok terörist ve militan grubun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu savaş, Suriye Devleti’nin zayıflamasına yol açarken, IŞİD, fırsatı değerlendirmiş ve hızla Suriye’nin doğu bölgelerinde hakimiyet kurmuştur.
IŞİD, Suriye’nin özellikle Rakka ve El Bab gibi şehirlerinde egemenlik kurarak kendi "halifeliğini" ilan etmiştir. IŞİD'in Suriye’deki başarısı, aynı zamanda Irak’ın kuzeyine geçiş yapmasına ve geniş bir bölgeyi ele geçirmesine olanak sağlamıştır. Bu süreçte, özellikle ABD ve koalisyon güçlerinin Suriye’ye ve Irak’a yönelik hava saldırılarıyla IŞİD’in yayılma alanı daraltılmıştır.
Suriye’deki çatışmaların iç yüzü, sadece yerel aktörlerle sınırlı kalmamış, aynı zamanda uluslararası güçlerin müdahalesiyle daha karmaşık hale gelmiştir. IŞİD, bu süreçte, hem Batılı hem de bölgesel aktörler tarafından terörist bir tehdit olarak kabul edilmiş ve büyük bir askeri mücadeleye sahne olmuştur.
IŞİD’in Finansal Kaynakları ve Silah Temini
IŞİD'in gücünü artıran bir diğer önemli faktör, finansal kaynaklarını nasıl sağladığı ve silah teminidir. IŞİD, ele geçirdiği bölgelerdeki petrol tesislerinden, yerel zenginliklerden ve halktan elde ettiği vergilerle büyük miktarda gelir elde etmiştir. Ayrıca, örgüt, çoğu zaman yasa dışı silah ticareti ve kaçakçılıkla finansal kaynaklarını güçlendirmiştir.
Bunun yanı sıra, IŞİD, sınır ötesi silah kaçakçılığı ve dışarıdan sağlanan lojistik destekle askeri gücünü artırmıştır. Örgüt, özellikle Suriye ve Irak’taki savaşçıları için önemli bir eğitim ve teçhizat merkezi haline gelmiştir.
IŞİD’in Yıkıcı Etkileri ve Sonraki Süreç
IŞİD, sadece askeri anlamda değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve dini alanlarda da büyük bir yıkıma yol açmıştır. IŞİD, kontrol altına aldığı bölgelerde şeriat yasalarını sert bir şekilde uygulamış, infazlar ve insan hakları ihlalleriyle dünya çapında korku salmıştır. Ayrıca, IŞİD'in uyguladığı ideolojik baskılar, yerel halkı etkileyerek büyük bir göç dalgasına sebep olmuştur.
IŞİD’in yaptığı zulümler, sadece Orta Doğu’yu değil, dünya genelinde terörizmle mücadele stratejilerini de etkilemiştir. IŞİD'in son yıllarda zayıflaması, ancak bu örgütün ideolojik etkilerinin devam etmesi, dünya genelinde terörizmle mücadelede yeni zorlukları beraberinde getirmiştir.
Sonuç
Sonuç olarak, IŞİD’i hangi ülkenin kurduğunu sorusu, bir tek yanıtla açıklanabilir bir durum değildir. IŞİD, bölgedeki siyasi ve mezhebi gerilimlerin, dış müdahalelerin ve yerel çelişkilerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu örgütün gelişiminde Irak’taki siyasi çöküş, Suriye’deki iç savaş, küresel terörizmle mücadele ve bölgesel güçlerin politikaları büyük rol oynamıştır. IŞİD'in gelişimine destek veren ya da dolaylı yoldan etki eden pek çok ülke olsa da, IŞİD'i tek bir ülke kurmamıştır. Bu örgüt, bölgesel ve uluslararası dinamiklerin bir ürünüdür.